SANAT
Ilker Yusuf
Gerçek sanatçılar kimdir? İlk bakışta bir sanatçıyı nasıl tanıyabiliriz? Kılık kıyafetinden mi, saçından yoksa sakallarından mı? İçimden gelen tahminler bunlar. Bu doğrultuda bana hak verip de geçen örneklerin bu özellikler üzerinde geçerlilik kazanabileceğine ilişkin yargılarla hemfikir olmaya kalkışırsanız, daha baştan yanılıyorsunuz.
Sanat dünyası, kavram açısından çok geniş ve derin boyutlara ulaşabilen uçsuz bucaksız bir mekanı kapsamaktadır. Bu mekana dahil olan sınır boyutlarının giderek daha geniş ufuklara açılması yönünde katkı sunan gerçek anlamdaki yetenek özelliklerine sahip sanatçılar, sanat dünyasının en güzel manzarasını oluşturan mozaiğin temellerini atan mimari kişilerdir. Dilbilgisinde geçen sıfat sözcüklerindeki güçlendirme derecesi niteliğinde, sanatçılar arasında da bir takım yetenek ve beceri ayarlaması yapılabilir, sınıflandırma usülü uygulanabilir. Böylesi bir uygulamada belli başlı bir kural yoktur. Olamaz da. Olsa eğer, özürlenmesi için ipuçları bulunmayan büyük bir haksızlık olgusu altına atılan imza üstüne resmi damganın vurulduğu gerçeğiyle yüzleşmiş oluruz. Çünkü, sınır tanımayan yaratıcılık uğraşısının boyutları içerisinde, duygu ve akıl birleşimi sonucunda yaşamın içerdiği estetik özelliklerini mecazlı yada kendilerine özgü bir mantık tarzıyla ifade etme yönünde tüm sanatçıların sundukları emek ile katkı ölçüleri eşdeğerlidir. Fakat, onların sanat dünyası mozaiğinde kendilerine özgü anlayış ve fikir üretme tarzı ile farklı görüşlerinin yansıtılması sonucu doğan değişik türlerdeki yaratıcılık örnekleri, ayrı ayrı güzellikleri içeren rengarenk bir çiçek bahçesine benzer özelliklerle uyum sağladığı bilinen bir gerçektir.
Kuşları örnek alacak olursak eğer, kanatları olduğu takdirde, hepsi uçma özelliğine sahip değildirler. Yaradan hepsine böylesi bir beceri mutluluğu tanımamıştır. Ama sonuçta kanatlara sahip özellikleri yüzünden tümüne kuş denilmektedir.
Sanat yeteneğine sahip kişilerde de durum buna benzerdir. Onların yaratıcılık değer ile becerileri sanatseverlerin farklı görüş, anlayış, fikir ve kavram açısından farklı olarak nitelendirilir ve değer öl.üleri değişik şekillerde yorumlanır. Bu yüzden, birileri tarafından benimsenen bir sanatçı yada sanat eserinin başka birileri tarafından benimsenmemesi hatta eleştirilmesi pek doğal ve mümkündür. Oysa, her sanat eserinde kalıcı unsurların başgösterme belirtisinin mevcut olmadığı yadsınamayan bir gerçektir. Zaman, bunun en iyi kanıtlayıcı etkeni ve aynasıdır. Uzun bir süre sonra sanatsever kitlesinin ilgi odağında kalabilen bir eserin gerçek değerlere sahip olduğu tespit edilir, müellifin de olağanüstü keramete sahip bir sanatçı olduğu gerçeği ortaya çıkar. Böylece, gerçek sanatçının ancak yarattığı değerli eseri karşılığında sanat dünyasının zirvesine oturması ve ün sahibi olması doğrultusundaki yargının geçerlilik kazandığı en iyi bir biçimde kanıtlanmış olur.
Her kuşun kanadının olmasına rağmen uçamadığı gibi, her sanatçı da böylesi kutsal bir yaratıcılık yeteneğine sahip olmasına rağmen zirveye ulaşamaz ve ün sahibi olamaz. Bunun karşılığında aşama gücü pek yüksek olmasa da, bu konuda uğraş veren herkes sanatçı unvanına sahiptir.
Öte yandan, sanatçının bu doğrultuda yaşadığı ortamdaki sanatsever kitlesinin bir takım tavır ve özellikleri de kararlaştırıcı unsurları oluşturmaktadır. Şöhret yolunda sanatçının sıyrılmasını etkileyen belli başlı özellikler de vardır ki, yaratıcılık yeteneğinin yanısıra sanatsever kitlesinin iradesine uyum sağlaması, kişiliğiyle, dürüstlüğüyle, davranış tarzıyla, alçakgönüllük edasıyla gönüllere sığınma bilmecesinin kördüğümünü çözme usullerini bir önkoşul olarak gütme gereğiyle yüzleşmek zorunda kalmaktadır. Çünkü, sanatçının uğraş dalındaki ileriye dönük adımlar atmasını kararlaştıracak unsuru sanatsever kitlesinin oluşturduğu apaçıktır.
Her gösterinin seyirci için düzenlendiği bilinirken, her sanat eseri, olayı yada gösterisi de sanatseverlere sunulması hedefiyle yapılır. Böylece, sanatçının onların arasında kendini kanıtlaması ve yeteneklerini göstermesi fırsatı yaratılmış olur. Gerçek sanatçıların gerçek yerlerinin saptanması hususunda en doğru, en dürüst, en kesin yargıyı da sanat uzmanları ve bu çevreye dahil olan kitleler verir.
ILKER YUSUF
İlker Yusuf 1981 yılında Makedonya’nın Gostivar şehrinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini doğduğu yerde tamamladıktan sonra yüksek eğitimini Üsküp Kiril ve Metodiy Üniversitesinde Türk Dili ve Edebiyatı bölümü üzerine tamamladı. Küçük yaşlardan itibaren şiir yazmaya başlayan Yusuf’un en büyük ilham kaynağı babası yazar Sabit Yusuf’tur. İlk ve orta okul döneminde yazdığı şiirleri Makedonya’nın farklı yerlerinde düzenlenen şiir yarışmalarında derece aldı. Aynı zamanda “Birlik” gazetesi, “Sesler” dergisi ve “Köprü” dergisinde şiirleri yayımlandı. Makedon Türk edebiyatı ve şairlerini araştırırsak, Yusuf’un “üçüncü kuşak” yazarlar arasında olduğunu görürüz.
2011 yılında yayın hayatına başlayan ve halen Makedonya’da 24 saat Türkçe yayın yapan Balkan FM radyosunun kurucusu ve genel müdürüdür. İlker Yusuf, ayrıca 2015 yılında babası ve yazar Sabit Yusuf’un adını yaşatmak için kurulan “Sabit Yusuf Kültür ve Sanat Derneği”nin de kurucusudur. .
“Kaybeden Adam” ve “Adam Olacak Çocuk” adlı yayınlanmış şiir kitapları bulunmaktadır.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.