ZAMANIN İZLERİ
Milena YOVANOVSKA
Her şeyden kaçıp kurtulmayı, kendini veya çocuklarını kurtarmayı, kendini mi yoksa yavrularını mı mahvetmesi gerektiğini düşünüyordu. İyice düşünüp doğru kararı vermek için cesaret topluyordu. Bir tarafta gerçek aşk, diğer tarafta ise ızdırap ve sevdiklerinin geleceği vardı. Gerçekleşmemiş ilk, saf ve temiz aşkıyla, güzelliklerle dolu pembe bir hayata başlamak için kaçmayı düşünüyordu. Ne kadar imkanı varsa, hayatını kendi haline yaşamak istiyordu. Kendi ayakları üzerinde dik duran ve hayatın her gün getirdiği sıkıntılarla başedebilecek bir kadın. Geçmişe dönüp bu günden kaçıyor, hep geçmite kalmak için mücadelesini sürdürüyor. Kırılgan oluyor, kendi içine kapanıyor. Dışardan çelik gibi sağlam, içerden ise cam gibi kırılgan. Eski aşk yarası içinde, anılarla yaşıyordu. Ta ki, onun hayatında yeniden belirmesine kadar.
***
Mariya, çekici, güzel, genç, enerjik bir öğrenci. Bolca dostluk, tatmin ve sevgi ile iç içe mutlu ve enerjik bir öğrenci hayatı yaşamaktadır. Eğitim görürken, kendisine koşulsuz ve saf bir şekilde aşık olan yakışıklı bir genç ile tanışır. Onu sever. O masum aşk çift taraflıdır. İkisi de öğrencidir ve birlikte yaşanan anların tadını çıkarmaktadırlar. İkisi için de sonunda kabusa dönüşecek olan bir masalda yaşar gibidirler.
Yeni yıl yaklaşıyor, Mihaylo memleketinde müthiş bir kutlamaya hazırlanırken aşı Mariya’ya da büyük bir sürpriz hazırlığı içindedir. Sürpriz için ve aşkı Mariya’yı sevindirmek için, heyecanlı ve duygusal bir şekilde uygun yüzüğü ve mekanı aramaktadır. Sonunda hazır bir şekilde Mariya ile karşılaşır ve onu yeni yılı kutlamak için şehrin bir kafesine davet eder. Mariya, sevdiği kişiyle hayatının en güzel gecesini geçireceği mutluluğuyla ailesine haber vermeye gider. Ne yazık ki, ailesi onun yeni yılını erkek arkadaşıyla kutlamasına izin vermeyerek sevincini sınırlandırıyor.Hayal kırıklığına uğrayan Maria, bu haberle sevgilisini üzmeye hazırlanır. Onu bekleyen sürprizden habersiz ne kadar üzüleceğini bilmiyor.
Mihaylo’nun hayalleri suya düştü, hayalleri sonsuza dek ertelendi.
Mariya, yenı yılı kutlaması başka bir şehirde, başka bir yerde kutlaması için akrabalarından bir çok davet aldı, duymak bile istemedi. Yeni yıl gecesinde evden çıkması için onu kimse ikna edemiyordu. En sonunda kuzenleriyle başka bir şehire gitmeyi kabul etti. Hayatındaki karanlık dönemin başladığını bilmeden.
***
Güzel bir hafta sonu Mariya memleketinde ailesini ziyaret etmeye karar verir. Otobüs durağına doğru koşarken, yıllardır içinde tüten tanıdık bir bakış, bir silüet, bir kokuyla karşılaşır. Donakalır, bir an için ne tarafa gideceğini şaşırır. Mihaylo da diğer taraftan, yıllar sonra ilk ve tek aşkını görme şaşkınlığıyla yerinde donakalır. Mariya’ya güçlü bir dürtü ve enerji gelir. Kendini denemek ister, fakat bu karakteri yüzünden ona uygun değildir. Hayal ile gerçek arasında denge kurmak zordur. Bu yaşadığı hayat onun arzusu değidir, ona dayatılmıştır. Vücudu titriyor, aklında milyonca düşünce vardır. Utanmakdan dönüp gitmeye karar verir. Onca şeyden sonra tekrar gözlerine bakmaya cesareti yoktur.
O dönüp giderken, Mihaylo ne yapacağını bilmez. Peşinden gitmeye karar verir. Ona yetişmek için koşar, elinden tutmak ister. Fakat o kaçar. Gözyaşları içinde kaçmaya devam eder.
***
Mariya yaralı bir şekilde yeniden savaşmak için güç kazanır. Bunu sorunlardan kaçmak için değil, sonuna kadar çocuklarıyla kalabilmek için yapar. Hayat ona çok tatlı gelmese de, sık sık depresyon nöbetlerinde ihtiyacı olmasına rağmen, bir psikiyatristten tavsiye bile istemez. Yalnızlık anlarında roman okuyup dünyayı gezer. Sorunların üstesinden gelmek, evdeki kötü durumu psikofiziksel olarak düzeltmek için gücünün her atomunu verir. Ya şimdi ya hiç, diye düşünür. Ağlar, güler, kötü ruh halinden kaçmak ve sakinleşmek için her yolu dener. Dışlandığı yolda yürümekten doymuştur. Yıllardır bir lütuf hissetmemiştir. Buna karşın, onu her zaman için kaybetme düşüncesi kimi zaman bütün gece bile ağlamasına sebeptir, ama çare değildir. Kendine kızgındır. Önce kendine sonra ona hata yaptı. Mihaylo üzgündür.O, hayatının aşkına, saf ve temiz bir aşka ihanet etti. Fakat, hala ona deli gibi aşıktı.
***
Mariya, yeni yıl gecesini başka bir şehirde kuzenleriyle geçirdi. Birlikte dışarıya çıkmışlardı. Özel bir geceydi, özel hazırlanmışlardı. Bir restoranda otururken hoş bir genç dışında hepsinin evil olduğu erkek arkadaşlarıyla karşılaştılar. Gencin arkadaşları Mariya’yı işaret ederek, ona özel genç bir kız bulduklarını ve bu yıl artık evlenmesinin gerektiğini söylüyorlardı. Mariya utangaç bir şekilde kuzenlerinin yanına sığınır. Yeni yılı kutlayıp eve doğru yola koyulmuşlar. Fakat, genç adam peşlerinden koşar. Yovan ona eve kadar eşlik edip edemeyeciğini sorar. Giderken yol üzerinde bir restoranda kahve içmeyi teklif eder. Kabul ederler. Birbirini daha iyi tanımışlar. Ertesi gün Yovan evlerinin önünde durup buluşmaları için aramış. Yovan çok yakışıklıymış. Mariya çıkmak istememiş, kuzenlerine hala uyuduğunu söylemelerini istemiş. Kuzenleri Kabul etmemiş, onu çıkması için zorlamışlar. Bir kaç sefer çıkmışlar. Yovan onu memleketine uğurlarken arkadaşlarına sevgili olduklarını ve yakında evleneceklerini söylemiş. Mariya da buna karşı gelmemiş. Buraya kadar nasıl vardıklarının hiç farkında olmadan artık Yovan’la evleneceklerini biliyormuş. Fakat bunu ailesine nasıl izah edeceğini bilmiyormuş. Korkuyla evden içeri girerken erkek kardeşi karşılamış.Hayırlısı olsun, evleniyor musun? diye sormuş. Mariya şaşkın bir şekilde açıklıkla her şeyi ailesine anlatmış. Geri dönüşü olmayan bir adım atmış. Ailesi, namusunu kaybettiğini zannederek Yovan’la evlenmesine zorlarlar. Sonrasında pişmanlık duymaya başlasa da boşuna.
Mihaylo, yeni yıl gecesi yaşanan hayal kırıklığıyla her şeyin eskisi gibi devam edeceğine dair umutludur. Ne yazık ki, hiç bir şey eskisi gibi değildir. O geceden sonra her şey değişmiştir. Hiç bir açıklama yapılmadan, ayrılık yaşanmadan, sonu olmadan herkes kendi yoluna gitmiştir.
***
Mihaylo vazgeçmedi. Onunla konuşmak için, onu takip etti ve kaçacamayacağı bir yerde onu yakaladı. Onu hala çok seviyordu. Ona nedenini sormak istiyordu. Sonunda durdu. O da sakinleşmişti. İçinde ne kadar heyecan olsa da. Konuşmaya başladılar. Mihaylo uzun zamandır evlenmek istemediğine dair yeminler etti. Yapamıyorum, bütün kadınlarda seni arıyorum,dedi. Senin gibisini bulamıyorum. Her şey anlamsız ve boş. Seni sonsuza kadar kaybettiğimi kabullenemiyorum, diye devam etti. Mariya, önce kendine sonra da ona hata ettiğinin farkında olarak suçlamalara dayanamadı. Kendisine inanmayacağı için yaralıdır. Mihaylo’nun vicdanın rahat olduğu için kendisini suçladığının farkındadır. Konuşma bittikten sonra, Mihaylo sarılmak istedi. Fakat o duyguları yeniden alevlenir diye izin vermedi ve gitti.
Mihaylo duygularını dizginlemek için bir akasya ağacına yaslandı. Kaybettiği için çok üzgündü. Mariya ise düşünceli yoldan geçen insanlarla çarpışıyordu. Sakinleşmek ve kaybettiği aşkının hatıralarını hafızasında tazelemek için bir kafeye oturdu.
***
Kadere karşı gelinmez. Mariya her zaman onu aşağlayan, kontrolü altında tutmak isteyen eşinin yanında kaldı. Vicdanını hiç umursamadan yalan söylemiş, saldırmış. Kıskançlık sorunları yaratmış.
Ve Mariya kendi mutluluğunu çocuklarının mutluluğuna feda etmeye karar verdi. Bütün hayatını yaptığı hata yüzüden prangalar içinde geçirdi. Hayal ettiği hayatı değil de kendisinin kendisine zorladığı bir hayatı yaşıyordu. Kendine çok kızgındı. Hayatını çocuklarına adamıştı. Bu kapanmaz yarasına ilaç olmuştu.Mihaylo sonunda evlendi ve Mariya gibi aile kurdu. Ne kadar uzak yaşasalar da kalpleri birbiri için çarpıyordu. Bir karar bütün bir hayata mal oldu. Fakat, şimdi hikayelerini torunlarına anlatıyorlar. Ve hala arkadaş kaldıkları için mutlular.
МILENA YOVANOVSKA
Milena Yovanovska, insani ilişkilerin ve sanat kültünün beslendiği bir ailede ( anne Makedon, baba Sırp) doğdu. İlk ve orta öğrenimini doğduğu yerde Valyevo-Sırbistan’da tamamladı. Ardından Belgrad fakültesinde gazetecilik okumaya devam etti. Gostivar’da emekli olarak hayatını ailesiyle birlikte devam ettirmektedir. Stopansak Banka’sından emekli olmuştur. 8 yaşından itibaren şiir yazıyor ve bir çok ödüle layık görülmüştür. Şiirlerini hem Makedonca hem Sırpça dillerinde yazıyor. İngilizce ve Fransızca tercümelerle uğraşıyor. Şiir koleksiyonları yayımlamış ve çok sayıda ödüller kazanmıştır.
“Beni Ara”, “Sihirli Dünya”, “Sokak Kuşu” ve başka şiir koleksiyonları bulunmaktadır.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.