SanatŞiirlerle Kurulan Kültür Köprüsü

Celalettin Kurt, Ferahnaz

CELALETTİN KURT

Celalettin Kurt, 1960 yılında Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesinde doğdu. Yüksek öğrenimini İstanbul Atatürk Eğitim Enstitüsünde tamamlayarak, öğretmenliğe başladı. Anadolu’nun çeşitli yerlerinde öğretmenlik, yöneticilik yaptı ve emekli oldu. 

Bazı şiirleri çeşitli sanatçılar tarafından bestelendi. Kendi bestelediği şiirleri de yine çeşitli sanatçılar tarafından kaset-albüm çalışmalarında seslendirildi.

Celalettin Kurt, şiirlerinde aşk, özlem, yurt sevgisi, millî duygular ve zaman zaman da sosyal konuları işledi. Şiirlerini ağırlıklı olarak geleneksel halk şiiri formunda yazmakla birlikte klasik ve modern tarzda da kendine özgü şiirler yazdı.

Hikâye, deneme, makale, monografi, araştırma türlerinde de birçok eseri bulunan Celalettin Kurt’un şiir türünde yayımlanmış kitapları şunlardır: 

Gönlünüz Çiçek Tarlası, Üç Gül Düştü Gönlümüzden (Müşterek), Çiçekler Artık Solmasın, Gülnâre, Adın Kaldı Yüreğimde, Dibace-i Aşk, Mavi Kuşun Rüyası, O Amcalar Umutlarımızı Çaldılar, Türkülerin Gül Sesi, Kar Beyaz Ölüm, Gül Yüzlü Çocuk, Bu Türküyü Senle Söylemek Vardı, Ferahnaz, İçimden İstanbul Geçen Şiirler, İki Ses Bir Nefes (Müşterek), Erguvan Gazeli ve Bu Memleket Kara Sevda

FERAHNAZ

Dinlediğim en tatlı nağmeydi dillerinden dökülen
Konuşman, ferahfeza makamından bir şarkı gibiydi
Sen konuşmaya başladığında susardı tüm kuşlar bile
Sükûta kesilirdi her taraf, âlemde yalnız sesin kalırdı
Ben, yüreğimde hecelerdim ismini üç heceye bölerek
Adına besteler yapardım en tiz seslerden makamı hicaz
Sen, yüreğimin seslerine akortluydun Ferahnaz

Bir nakkaş gibi oyardım yüreğimin ortasına ismini
Adın ne zaman söylense, deli çaylar gibi coşardım
Dökülürdüm yükseklerden görklü çavlanların sesiyle
Alçaklara inerdim; durulurdum, dinginleşirdim
Bir söğüt ağacına yaslanırdım mavi sular başında
Zeytin yaprakları açardı, Maraş’a gelirdi ilkyaz
Sen, Maraş’ta gözlerimin nişanıydın Ferahnaz

Dil vurup söyleştiğimiz günler içinde günler vardı
Sana sunduğum bir gül içinde, binlerce güller vardı
Ve güller / ve şiirler; ne de güzel yakışırdı birbirlerine
Gül sendin, şiir bendim; ikindi yellerinde Maraş’ın
Ben, ilkyaz türküleri söylerdim sana, Kerem ayaklı
Çalınırdı, dem tutardı sesime üç telli bir kırık saz
Sen, sol yanıma sancılar bırakırdın Ferahnaz

Ta Binboğa dağlarında duyulurdu nalânlı sesim
Zeytin ağaçlarındaki yapraklar titrerdi sesimden
Gün dönerdi günler üstüne, doğarken ışığı günün
Esriğindim; belâlındım, sevdalındım ben senin
Kanıma, iliklerime kadar işlerdi gül kokulu sevdan
Yüreğim ellerimde kalırdı, ederdin kırk türlü naz
Sen, firak vakitlerine mi ayarlıydın Ferahnaz

Özge bir aşk hikâyesiydi, seninle yaşadığım her an
Ustura kesiği bir kavi sevdaydı, yarası derin mi derin
Dertkârı olduğum veçhendi, beni kasırgalarda bırakan
Ve cam kırığı umutlarımı onulmaz hâllere sendin koyan
Vefayı derdest edip, yürek sepetine koyarken beni
Utanırdın, susardın; kızarırdı yanakların biraz kiraz
Sen, Ferahnâk bestemin, ilhamıydın Ferahnaz

Celalettin Kurt

(Bu Türküyü Senle Söylemek Vardı)


BİLSEK GENÇLİK KULÜBÜ sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Daha Fazla Göster

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu

BİLSEK GENÇLİK KULÜBÜ sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin