8.1. Blog: 21. Yüzyılda Toplum, Doğa ve Çevre Bilinci
Merhaba Gençlik Akademisi’nin Gelecek Koruyucuları!
Bugün sizlerle hepimizin ortak evi olan dünyamızı ve onunla olan ilişkimizi konuşmak istiyorum. Belki de haberlerde, sosyal medyada ya da derslerinizde çevresel sorunlarla ilgili pek çok şey duymuşsunuzdur: İklim değişikliği, kirlilik, azalan doğal kaynaklar… Bazen bunlar o kadar büyük ve karmaşık görünebilir ki, nereden başlayacağınızı bilemeyebilirsiniz, hatta umutsuzluğa kapılmak bile doğal olabilir. Ama unutmayın, gezegenimizin karşı karşıya olduğu bu zorluklar karşısındaki en büyük umut kaynağımız sizlersiniz!
Sizin enerjiniz, yaratıcılığınız, adalet duygunuz ve değişime olan inancınız, en karmaşık sorunları bile çözebilecek en güçlü itici kuvvettir.
Ortak Evimiz Tehlikede: Gezegenimizin Sağlık Karnesi
Gezegenimiz, insan faaliyetlerinin neden olduğu benzersiz bir baskı altında. Peki, bu tam olarak ne anlama geliyor?
Gezegenin Ateşi Yükseliyor: İklim Değişikliği.
Sanayi Devrimi’nden bu yana, enerji üretmek, ulaşım sağlamak ve fabrikaları çalıştırmak için kullandığımız kömür, petrol ve doğal gaz gibi fosil yakıtlar, atmosfere devasa miktarlarda sera gazı salınmasına neden oldu. Bu gazlar, gezegenimizin etrafında tıpkı bir battaniye gibi birikerek Güneş’ten gelen ısının uzaya geri yansımasını engelliyor. Sonuç olarak, gezegenimizin ortalama sıcaklığı artıyor, yani gezegenin “ateşi yükseliyor”. Bu ısınma, seller, kuraklıklar, sıcak hava dalgaları ve yıkıcı fırtınalar gibi aşırı hava olaylarının sıklığını ve şiddetini artırıyor.
Yaşamın Dokusu Sökülüyor: Biyolojik Çeşitlilik Kaybı.
Milyonlarca farklı canlı türüyle paylaştığımız gezegenimizde, ormanların yok edilmesi, sulak alanların kurutulması ve denizlerin kirlenmesi gibi insan faaliyetleri nedeniyle bu zengin yaşam dokusu hızla yok oluyor. Her bir tür, karmaşık yaşam ağının önemli bir parçası. Bu ağın bir parçasının kopması, tüm sistemin dengesini bozarak gıda güvenliğimizi ve temiz suya erişimimizi doğrudan tehdit ediyor.
Zehirli Miras: Kirlilik (Hava, Su, Toprak ve Plastik).
Hızla artan nüfus ve kontrolsüz sanayileşme, havayı, suyu ve toprağı kirleten zehirli bir miras bırakıyor. Fabrika bacalarından ve egzozlardan çıkan gazlar havamızı, arıtılmadan doğaya bırakılan atıklar sularımızı, tarımda kullanılan kimyasallar ve çöpler ise toprağımızı zehirliyor. Özellikle “kullan-at” kültürü, devasa bir plastik atık sorununa yol açtı. Denizlere karışan plastikler, deniz canlılarının ölümüne neden oluyor ve hatta besin zincirine girerek soframıza kadar ulaşabiliyor.
Unutmayın, bu sorunlar birbirinden ayrı değil, aksine birbirini tetikleyen ve şiddetlendiren karmaşık bir “krizler sarmalı” oluşturuyor.
Aynadaki Yansımamız: Sorunların Kaynağı ve Ekolojik Ayak İzi
Küresel çevre sorunları soyut gibi görünse de, kökeninde bizim alışkanlıklarımız ve tercihlerimiz yatıyor. Günümüz dünyası, “daha fazla” tüketmeye odaklanmış bir toplum haline geldi. Reklamlar ve moda sürekli yeni ihtiyaçlar yaratıyor, bizi aslında ihtiyacımız olmayan şeyleri almaya teşvik ediyor. Bu “daha fazla” arayışının ağır bir bedeli var. Çünkü bizler, gezegeni ve geleceğimizi tüketirken, aslında kendi varoluş koşullarımızı da tüketiyoruz.
Peki, yaşam tarzımızın gezegen üzerindeki etkisini somut olarak nasıl ölçebiliriz? İşte burada “Ekolojik Ayak İzi” kavramı devreye giriyor. Bu, kısaca, yaşam tarzımızı sürdürmek için gezegenden ne kadar alan “talep ettiğimizin” bir ölçüsü. Eğer hepimizin toplam ekolojik ayak izi, gezegenin kendini yenileme kapasitesini aşarsa, bu durum “ekolojik borçlanma” anlamına gelir. Yani, geleceğin kaynaklarını bugünden tüketmeye başlarız ve bu sürdürülebilir bir durum değildir.
Ekolojik ayak izinin en büyük bileşeni ise “Karbon Ayak İzi”dir. Bu, ısınmadan ulaşıma, yediğimiz gıdalardan satın aldığımız ürünlere kadar tüm faaliyetlerimiz sonucunda atmosfere saldığımız sera gazlarının miktarını ifade eder. Fosil yakıtların yanmasıyla ortaya çıkan karbon, küresel ekolojik ayak izinin yarısından fazlasını oluşturuyor.
Değişim Sensin: Gençler İçin Eylem Rehberi
Endişelenmek doğal, ama değişim eylemle başlar. En küçük bireysel adımdan en büyük toplumsal harekete kadar, değişimin bir parçası olmanın sayısız yolu var. Unutmayın, değişim sizsiniz!
Bireysel Gücün: Günlük Hayatta Fark Yaratmak
Her gün yaptığımız küçük seçimler, bir araya geldiğinde devasa bir etki yaratabilir. Ekolojik ayak izimizi küçültmek için atabileceğimiz bazı pratik adımlar şunlar:
- Azalt: Tüketimini azalt. Bir şeyi satın almadan önce “Buna gerçekten ihtiyacım var mı?” diye sor. Özellikle tek kullanımlık plastiklerden (poşet, şişe, pipet, bardak) uzak dur.
- Yeniden Kullan: Atmak yerine tamir et, başka bir amaçla kullan veya başkasına ver. Su şişeni (matara) ve alışveriş çantanı yanında taşı. İkinci el kıyafet ve eşyaları tercih et.
- Geri Dönüştür: Evindeki ve okulundaki geri dönüşüm kutularını doğru kullan. Cam, kağıt, plastik ve metalleri çöpe değil, ait oldukları kutulara at.
- Enerji ve Su Tasarrufu Yap: Kullanmadığın odanın ışığını ve fişe takılı elektronik aletleri kapat. Dişini fırçalarken veya duş alırken suyu boşa akıtma, daha kısa duşlar al.
- Bilinçli Beslen: Gıda israfını önle. Mümkün olduğunca yerel ve mevsiminde üretilmiş gıdaları tercih et. Bitkisel bazlı beslenmeyi artırmayı düşünebilirsin.
Topluluğun Gücü: Okulda ve Mahallede Harekete Geçmek
Bireysel çabalar, bir araya geldiğinde bir harekete dönüşür. Okulunuz veya mahalleniz, bu gücü ortaya çıkarmak için harika bir başlangıç noktasıdır.
• Okulda Sıfır Atık Kampanyası Başlatın: Okulunuzda bir “Sıfır Atık” projesi başlatmak, hem okulun çevresel etkisini azaltır hem de tüm öğrencilere uygulamalı bir çevre eğitimi sunar. Sizin gibi düşünen arkadaşlarınızla bir “Eko-Kulüp” kurun, okulunuzda ne tür atıklar çıktığını tespit edin, plan yapın, geri dönüşüm kutuları temin edin ve tüm okula bu projeyi anlatın. Sonuçları takip edin ve başarılarınızı kutlayın!
Yaratıcı Projelerle Fark Yaratın:
◦ Tohum Topu Yapımı: Atık kağıtlardan veya kilden, içine tohum koyarak küçük toplar yapın ve okul bahçesine veya ağaçlandırılması gereken alanlara atarak doğanın yeşermesine yardımcı olun.
◦ Atıktan Sanata Atölyesi: Plastik şişelerden saksı, eski gazetelerden kolaj çalışmaları gibi projelerle atıkları sanata ve kullanışlı eşyalara dönüştürün.
◦ Ekolojik Okul Bahçesi: Okul bahçenizi bir yaşam alanına dönüştürün. Yemekhane atıklarından kompost yapabileceğiniz bir alan oluşturun, yağmur suyunu biriktirip bitkileri sulamak için kullanabileceğiniz basit bir sistem kurun.
Sesinin Gücü: Aktivizm ve Sivil Toplum
Bazen değişim için sesini yükseltmek gerekir. İsveçli genç aktivist Greta Thunberg’in başlattığı ve milyonlarca genci harekete geçiren “Gelecek için Cumalar” (Fridays for Future) hareketi, gençlerin sesinin ne kadar güçlü olduğunu gösterdi. Türkiye’den Atlas Sarrafoğlu ve Selin Gören gibi genç iklim aktivistleri de benzer şekilde iklim grevleri düzenleyerek ve hatta hukuki yollarla seslerini duyurdular.
Siz de bu hareketin bir parçası olabilirsiniz:
• Çevre kulüplerine katılın.
• Farkındalık yaratacak kampanyalarda yer alın.
• TEMA, Greenpeace, WWF-Türkiye gibi çevre örgütlerine gönüllü olabilir, kampanyalarına destek verebilirsiniz.
• Yaşadığınız şehirdeki yerel çevre koruma dernekleriyle iletişime geçerek doğrudan bir şeyler yapabilirsiniz.
Geleceğin Koruyucusu Olmak: Sonuç ve Çağrı
Bu rehberin en temel mesajı şudur: Bilgi güçtür, sorumluluk yol gösterir, eylem değiştirir ve umut yaşatır. Attığınız her küçük adım, kullandığınız her bez çanta, geri dönüştürdüğünüz her şişe, katıldığınız her etkinlik, bir kartopu gibi büyüyen bir değişimin parçasıdır. Tek başınıza bir okyanusu temizleyemezsiniz, ama bir sahili temizlemeye başlayabilirsiniz. Ve sizinle birlikte binlerce, milyonlarca genç aynı anda kendi sahillerini temizlemeye başladığında, işte o zaman okyanuslar temizlenir.
Sizler, sadece bugünün öğrencileri değilsiniz. Sizler, yarının bilim insanları, mühendisleri, sanatçıları, öğretmenleri, politikacıları ve en önemlisi, bilinçli vatandaşlarısınız. Gelecek, boş bir sayfa değil; sizin bugünkü seçimlerinizle, eylemlerinizle ve hayallerinizle yazılıyor.
Pasif bir seyirci olmayı reddedin. Sorgulayın, araştırın, öğrenin. Sonra bildiklerinizi ailenizle, arkadaşlarınızla, komşularınızla paylaşın. Ve en önemlisi, harekete geçin. Bir çevre kulübü kurun, bir kampanya başlatın, bir sivil toplum kuruluşuna gönüllü olun veya sadece günlük hayatınızda daha bilinçli bir tüketici olun. Hangi yolu seçerseniz seçin, bilin ki yalnız değilsiniz. Sizin gibi düşünen ve hisseden milyonlarca gençle birlikte, daha adil, daha yeşil ve daha yaşanabilir bir dünya inşa etme gücüne sahipsiniz.
Geleceğin koruyucuları, görev sizi bekliyor. Değişim mümkün ve o değişimin öncüsü sizlersiniz!
08.1. 21. Yüzyılda Toplum, Doğa ve Çevre Bilinci kopyası – Mehmet KÖŞK
BİLSEK GENÇLİK KULÜBÜ sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.