Kahramanmaraş İçin Çevre Bildirisi Yayınlandı
ÇEVRE PLATFORMU SONUÇ BİLDİRGESİ
Yerel düzeyde sivil katılımın güçlendirilmesi ve katılımcı Demokrasi için ÇEVRE hareketin bilinçle desteklenmesi gerekir. Kahramanmaraş için çevre platformunu, karar alma süreçlerinde sivil diyalog ve bilinç oluşturma ve yol gösterici olarak oluşturmayı amaçladık. Bu istem genel hedefimiz arasında da yer alıyor.
Kahramanmaraş’ta çevre konusunda faaliyet gösteren STK’ların sanal bir yapıda birlikteliğini sağlamak, İşbirliği ağı oluşturmak ve ÇEVRE STK’larının bilgi, etki ve yasal tepki yoğunluğunu artırmak için hedef gruplarıyla çalışmalarını planlandı.
Kahramanmaraş’ta çevre sorunlarına karşı farkındalık oluşturmak gerektiğini düşünerek bu projeyi gündemimizdeki saygın yerine oturtmayı oturtmayı ayrıca amaçladık.
Projeyi özelleştirmek için, 4 hedef guruplarınıda yanımıza alarak proje yürütme kuruluna, proje ofisini, Tanıtım ve Görselleri, Platformunu yapılanmasını, Kapasite Geliştirme eğitimlerini, STK’lar için Web sitelerini ve ÇALIŞTAY’ın düzenlenmesini adım adım yerine getirmeyi görev bildik.
Proje aktörleriyle ÇALIŞTAY’da Yerel yönetimlerin çevre konusunda AB ile uyum ilişkilerini, K.Maraş ilindeki çevre sorunlarının denetimini, Toprak-Çevre ilişkilerinin değerlendirilmesini, Sulak alanların önemini ve korunmalarını, İl çevre sorunlarına çözüm önerilerini, Afşin-Elbistan Termik Santralinin Çevre’ye olumsuz etkilerini, Çevre sorunlarının halk sağlığı üzerindeki etkilerini, E-Atıkların çevreye verdikleri zararlı-kalıcı olumsuzlukları ve Kahramanmaraş Doğasının görüntülerle izlenerek korunması gerektiğini gözlemledik irdeledik ve değerlendirdik.
Çalışmalarımızla projedeki temel kavramın özümlenmesini sağlayıcı bilgilendirmelere önem verdik.
Temel kavram olarak çevre nedir? Sorusuna cevap aradık ve çevrenin fiziksel, kimyasal, biyolojik, kültürel ve sosyo ekonomik kaynak ve değerlerini tanıdık. Bu değerlerin birbirileriyle sürekli etkileşimini konu edindik ve karşımızda sorunlu ÇEVRE KONULU bir sistemler bütünü olduğunu bir kez daha çalıştay’da bilgi alarak değerlendirme fırsatımız oldu.
İl’imiz insanının ve diğer canlılarının huzur ve güven içinde sağlıklı yaşayabilmeleri için mutlu olabilecekleri çevre ortamında yaşamalarının vazgeçilmez bir hak olduğunu çalıştayda bilgi olarak paylaştık ve bu ortak paydada (birleştiler) yer aldık.
Yerküremizde özellikle batıda başlayıp hızla gelişen “sanayi devrimi” kuralsız uygulamalarıyla öteki yüzünü gizleyerek, insanlara daha çok refah, Lüks yaşam, doğaya hükmetme ve doğal kaynakları faydacı kullanma istemleriyle ve gülen yüzüyle mesajlar vermeyi denedi ve başardı.
Bu mesajlar yaşanan süreçte gizli yüzünü ortaya koydu. İnsanların karşısında her geçen gün çözümü güç ÇEVRE sorunları katlanarak çözümsüz çevre yığınlarına dönüştü.
Yerküremizdeki Teknolojik gelişmeler insan yaşamına kolaylıklar getirmiş, refah düzeyini yükseltmiş, endüstriyel gelişmeleri hızlandırmışsa da gizlenen öteki yüzde; çevre üzerindeki maliyet riski artmış, çevresel baskısı genişlemiş ve geri dönüşü mümkün olmayan doğal kaynakların kaybı insanoğlunun önüne hak etmediği bir bedel olarak konulmuştur.
Stockholm çevre konferansı aranan küresel çözümü de “Sürdürülebilir Kalkınma” ve “Kirleten Öder” gibi yeni kavramları gündemine almışsada; yerel-mülki çözüm politikaları sonuçların tırmanışını durdurmaktan uzak kalmıştır.
Rio’da “Çevre” kavramının kalkınmayla olan ilişkileri daha geniş ölçekte incelenmiş. Sadece “Kirleten Öder” ilkesiyle “Kullanan Öder” ileksine yer değiştiren şekilci söylemlerin arkasında az gelişmiş ülkeler için “Çevre Tuzakları” kurulmuştur.
Türkiye Rio’da iklim değişikliği sözleşmesinde OECD ve Gelişmiş ülkeler safında yer almış ve ülkemiz adına sancılı bir dönem başlamıştı, bu konunun gerekçeleri irdelendiğinde ülkemizin kalkınması Sanayi, Tarım, Ulaştırma, Enerji ve Konut sektörlerinde gerileme kaydetmiş ve Çekincemiz ağır bir bedele dönüşmüştür.
Küresel ölçekte sahnelenen çevre oyunun’nun olumsuz etkileri iç yönetimlerin çevre politikalarını da etkilemiş ve dayatılan gülerin isteklerine bir çok konuda boyun eğmek zorunda (kalmışız) bırakıldık.
Türkiyemiz gibi gelişmekte olan ülkelerde “İnsana ve onun oluşturduğu” millete rağmen kartellerin sözü her konuda öne çıkarılmış, evrensel ve yerel ölçekte holdinglerin çıkarını gözeten uygulamalar ülkelerin geleceğini “çevre” adına olumsuzluklara itmiştir. Toplum kalkınma ve çevre kavramları arasına sıkıştırılmış ve güçlüden yana tercih yapmaya zorlanmıştır.
Bu koşullar altında kirli zihniyetlerin çevre kirliliklerine çözüm aramaları mümkün mü?
Elbette mümkün değil, kartellerin örgütlenmiş rantcıları, vurguncuları ve yağmacıları “doğal kaynakları” yok etme adına her ülkede ve her yerel yönetimde kendilerine özgü oyunu oynamaları için eğitiliyorlar.
Evrensel, ulusal ve yerel ölçekte bu anılan olumsuzlukları idari, yasal ve hukuki yöntemlerle çözmek için, çevre platformu öncülüğünde Çevre STK’larının eğitimi, bilgilendirilmeleri, Çevre STK’larının bilgi-bilinç düzeyinde etkilenmeleri, Çevre STK’larının yasal tepkilerle soruna çözümü ilkeli bir yol haritasıyla aramaları gerekiyor.
Çevre konusunda görev ve gelecek sorunu ve kaygısı her çevre derneği sevgi ve ilgiyle ve biz ortak anlayışıyla bilinçli, inançlı, dürüst, çalışkan, cesur ve yasalara saygılı üyeleriyle çevre yönetmenin bilgi birikimi gerektirdiğine inanarak ÇEVRE PLATFORMU’nun rehberliğini kabullenerek hareket ederse;
Çevre platformu yol gösterici kuruluş olarak onlarla birlikte yola çıkacak. Sabırla yılmayan bir iradeyle ve özverele çalışmayla STK’ların sorunlarının çözmede güven duyulan bir yapılanma olduğunu onlara sezinletecektir.
Yapılandırılan çevre platformu ilimizin çevre değerlerini incelemiş-araştırmış ve irdelemiş öncelikle sorunları belirlemiştir.
Buna göre; ilimizde çevre eğitimsizliği toprak koruma ve kullanma bilgisizliği, suve sulak alanları kaybetme katsızlığı, çayır, mera ve biyolojik çeşitliliği tanıyamama körlüğü, enerji üretimi alanlarında doğa katliamına göz yumma nezaketsizliği, doğal mirası görmezden gelme eğilimi, hava kirlenmesinde yanıltıcı değerlerle avunma alışkanlığı, yerel yönetimlerin özlenen düzeyde sorunları sahiplenmeme alışkanlığı v.b. birçok çevre sorunumuz çözüm bekliyor.
Çevre platformu; her 3 aylık periyodlarla üç çevre sorununu yerine gözleyecek değerlendirecek ve YASAL çözüm için STK’larla birlikte çalışma programı oluşturacaktır. Örnek; Ocak, Şubat ve Mart aylarında bir ay bilgilenme, bilinçlenme, bir ay çözüm adına planlama ve son bir ayda yerinde inceleme araştırma ve gözlemlerle Yasal çözüm sürecini başlatarak vede İlk Konumuz Afşi-Elbistan Termik Santrali’ndeki çevre olumsuzluklarını ele almak olacaktır.
Nisan, Mayıs ve Haziran Aylarında ise; Toprak Sulak alanlar ve Toplak-Su kirlenmeleri vede Toprak-Su kaynaklarının kullanımı konusu ilgili STK’ların katılımıyla incelenecek.
HAZİARAN ayında DÜNYA ÇEVRE GÜNÜ’nde TÜM ÇEVRE STK’LARININ KATILIMIYLA Çevre sorunlarına dikkat çeken bir etkinlik düzenlenmesine ait planlamalar yapılıp uygulamaya konulacak ve tüm yöneticilerle iş birliği yapılacaktır.
Platformu yeniden yapılandırmak bir proje çalışmasından çok bir eylem çalışması olarak algılanmalıdır.
BİLSEK bu konudaki özverisini çalışmalarımızla birleştirdiğinde TEMMUZ_AĞUSTOS aylarında STK’lara yayınlar dağıtılacak ve yayınlara ait sunumların yapılması EYLÜL-EKİM aylarında gerçekleştirilecek.
Ve KASIM-ARALIK aylarında yeni yılın çalışma proğramı yapılarak öncelikli konular belirlenecek ve çalışma disiplini benimsenerek STK’ların etkinlik ve verimliliğinin artırılmasına gereken önem verilecektir.
Saygılarımla
İbrahim H. YILMAZOĞLU
Proje Koordinatörü
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.